Eleştirel düşünme becerisi kişiyi pasif alıcı ve aldatılan kişi konumundan çıkartıp aktif, öğrenen, aldatılmayan bir kişiye dönüştürdüğünden çocuklarda eleştirel düşünme becerisi eğitimi verilmelidir. Çocuklarda Eleştirel Düşünme becerisi Geliştirme

Eleştirel Düşünme Nedir?

Eleştirel düşünme, fikirler ve olaylar arasında ki ilişkinin mantıksal bağlantısını açık ve rasyonel bir şekilde ortaya koyma becerisidir. Başka bir açıdan, eleştirel düşünme kendi düşüncelerimizi analiz etme ve karşı tarafın düşüncelerini de gözden geçirmeye değer bulma tutumudur. Eleştirel düşünme öğrenciye eğitim yaşamında öğrendiklerini uygulama, test etme ve onları zihin ve uygulama süzgecinden geçirme yetkinliği kazandırır. Öğrenilen bilginin yaşama yansıtılması, analiz edilmesi ve planlaması işlevini bu beceri yerine getirir. Onun için bu gün akademik başarıdan çok öğrencilerin karşılaştığı karmaşık problemleri çözme yeteneğinin gelişmişliği daha büyük başarı kabul edilir. Elbette eleştirel düşünme becerisi kısa bir sürede kazanılacak kadar basit bir beceri değildir. Düşünmenin davranış kalıplarının değiştirilmesi ve bunun alışkanlığa dönüşmesi gerekir.

Aksi durumda günlük hayatta karşılaşılan sorunların çözümü için eleştirel düşünce becerisi kazanılmış olsa bile gerekli soğukkanlılık içinde bakamadığı zaman bu becerisini kullanması kişi için çocuklarda eleştirel düşünme becerisi öğrenmenler ve veliler için temeli bazı stratejiler kolay olmayacaktır. O nedenle eleştirel düşünmenin sadece öğrenilmiş olması yetmez. Beceriye dönüşmesi için bir süre denenmiş olması da gereklidir. Eleştirel düşünme becerisinin alışkanlığa dönüşmesine Çözüm Akıcılığı (Solution Fluencey) denir. Yeterince pratiklik kazanıldığında eleştirel düşünme becerisinin akıcı bir çözüm alışkanlığına dönüşmesi demek olan Çözüm Akıcılığı kısa sayılmayacak bir deneyim döneminden sonra kazanılabilecek bir alışkanlıktır.

Eleştirel Düşünme becerisi temelde şu beş alanda yetkinlik kazandır:

  • Analiz etme
  • Değerlendirme
  • Akıl yürütme
  • Problem Çözme
  • Karar verme

Eleştirel düşünme becerisi kişiyi pasif alıcı ve aldatılan kişi konumundan çıkartıp aktif, öğrenen, aldatılmayan bir kişiye dönüştürür. Bu beceriye sahip insanlar söyleneni veya yapılanı doğrudan kabul etmek yerine dikkatlice ve titizlikle sorgulayıp gözden geçirdikten sonra kabul veya reddederler. Söylenen şeyin her zaman geçerli olup olmayacağını, bunun dışında bir doğrunun da var olup olamayacağını düşünmeden bir şeyin doğruluğunu kesin olarak onaylamazlar.

Eleştirel düşünme becerisinin gelişmesi için kişinin gözlem ve analiz yapma yetkinliğinin gelişmiş olması, yorumlama, değerlendirme, çıkarım yapma, problem çözme ve karar verme becerisinin gelişmiş olması gerekir.

Eleştirel düşünme becerisi kazanmış bireyler duygularıyla, sezgileriyle ve içgüdüleriyle değil, aklı ve mantığı ile anlar, analiz eder ve çözüm üretir.

Eleştirel düşünme becerisi gelişen kişilerde şu temel özellikler görebilirsiniz:

  • Olaylara ve fikirlere sistematik bir şekilde yaklaşır.
  • Fikirlerini, inançlarını ve değerlerini gerekçelendirir. Onlara körü körüne inanmaz.
  • Fikirler ve olaylar arasındaki ilişkileri ve bağlantıları bulmaya çalışır onları gözden kaçırmaz.
  • Önündeki olay veya Fikir için daha iyi bir çözümün olup olmadığını düşünüp en iyisini bulmaya çalışır.
  • Bir fikri dayandığı argümanlarla birlikte ele alır.
  • Fikirlerdeki ve olaylardaki tutarlı ve tutarsız yanları fark eder.
  • Bir olay veya Fikir hakkında konuşmadan önce onu tanımlar.

Çocukların bu gün karşı karşıya oldukları dünya biz yetişkinlerin çocuklukta karşılaştığı dünya dan farklıdır. Onların yetişkin çağına geldiklerinde karşılaşacakları dünya da farklı olacaktır. İlişkiler farklı olacak, anlayışlar, ticaret, arkadaşlıklar, iş yaşamı, kısaca yaşamın her alanı farklı olacaktır.
Öğrenmenin konusu ve nesnesi değişirken öğrenmenin şekli ve öznesi aynı kalmamalıdır. Onların öğretmenleri biz bütün yetişkinleriz. Aile, öğretmenler, çevre vs. bizler öğretme şeklimizi değiştirmeliyiz. Çünkü onların ilgi alanları, yaşam tarzları ve hayatlarını işgal eden olaylar farklı ise onları anlama, okuma ve yorumlama şeklinin de farklı olması gerekir.

Bugün birçoğumuz çocuklarımızın test çözmedeki başarısı, not ortalaması gibi klasik başarı ölçütlerinin peşine düşerken onların akademik derecelerine rağmen kendini birkaç cümle ile yazılı veya sözlü ifade etmedeki başarısızlıklarına tanık olabiliyoruz.

Oysa hepimiz çocuklarımızın yüksek not almak, kendisine verilenleri ezberlemek ve hızlı test çözmekten daha fazlasını yapmasını isteriz. Örneğin önüne çıkan bilgiyi anlama, bunun kaynaklarını düşünme, o bilgileri daha önce öğrendikleriyle karşılaştırma, verilen bilgiden sağlıklı çıkarımlar yapma, olayları ve nesneleri doğru okuma ve yorumlama gibi becerilerinin de olmasını isteriz.

Çoğumuz bunu isteriz. Ama nasıl yapacağımızı bilmeyiz. Piyasada ”Eleştirel Düşünme” veya “Yaratıcı Düşünme” gibi isimlerle karşılaştığımız kitap, dergi ve makale gibi materyallerin çoğunlukla belli bir sistematiğe göre hazırlanmadığını görüyoruz. 0 edenle belli bir sistematiği takip etmeden yapılan “Eleştirel Düşünme Eğitimi” büyük oranda verimli sonuç vermemektedir.

Kuşkusuz çocukluk döneminde öğrendiklerimiz yaşamımızın ileriki aşamalarında bizi etkile meye hatta yönlendirmeye devam etmektedir. O nedenle çoğumuzun nasıl bir örgün ve yaygın eğitim sisteminden geçtiğine bağlı olarak hayatları şekillenmektedir. Bazı toplumlarda daha fazla patent, daha fazla düşünür, daha fazla yenilikçi ticaret, sanat, endüstri girişimlerinin olması bazılarında da bunların hiçbirinde gözle görülür gelişmelerin olmaması ve birinci tür toplumun pazarı konumunda kalmaları ne bir tesadüftür ne de o toplumun genetik zekâ üstünlüğüne bağlıdır. Buradaki şey yetişme çağında alınan okuma ve yorumlamaya dayalı düşünme eğitimidir. İçinde bulunduğumuz eğitim çevresi eğer bize düşünmeyi öğretiyor ise hayatımıza büyük bir kolaylık sağlayacak bir araca sahibiz demektir. Karşılaştığı mız problemleri çözebilen, sorunun temelindeki farklı nedenleri görebilen, farklı bakış açıları geliştirip çözüm üretebilen bir yapıya sahip olmak için “Eleştirel Düşünme Eğitiminin kültürüne ve formasyonuna sahip olmak gerekiyor.

Eleştirel düşünme becerisi kazanan çocuklar, herhangi bir eyleme veya ideolojiye kolay ikna edilip kandırılamazlar. Gençliği kişisel ve siyasal çıkar için yönlendiren onları yanlış ve batıl inançlarla kandırıp kullanan bu kadar sapkın ve aşırı örgütlü yapıların olduğu dünyada Eleştirel Düşünme becerisi sağlıklı neslin elde edilmesi için önemli işlevi olan bir eğitim alanıdır. Örgün eğitimde ihmal edilse bile ailelerin kendi gayretleri ile çocuklarını bu doğrultuda eğitmeleri ve desteklemeleri son derece önemlidir. Bu eğitim ile çocukların bağnaz, ön yargılı, dar düşünen ve bir kutu içinde hapsedilmelerinin önüne geçme imkânı elde etmiş oluruz.

Eleştirel düşünme, bütün bunların dışında öğrencilerin akademik başarılarının da artmasına katkı sunacaktır. Akademide hangi alanda okursa okusun iyi bir üniversite eğitimi için çocukların küçük yaşta eleştirel ve yaratıcı öğrenme, düşünme ve yorumlama becerisini kazanmış olmaları gerekir. Bilimsel yaklaşımları anlamak, kuramları uygulamak, kuramsal eleştiriler yapmak, disiplinler arası bilgi transferi yapabilmek ancak eleştirel düşünme becerisi ile mümkün olabilir. Artık günümüzde içerik analizleri, etin yorumları, perspektif ve bağlam geliştirmek akademide not skorlarından daha önemli bir başarı olarak kabul edilir. Üniversitede hangi bölümü okursa okusun ve mezuniyet sonrası hangi mesleği yaparsa yapsın çocuğumuz analitik ve eleştirel becerisi oranında başarı gösterecektir. Bütün merkezi sınavlar aslında nihai olarak öğrencinin düşünme ve algılama becerilerini ölçmeye çalışırlar.

international Association for the Evaluation of Educational AchievementlEA (Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu) tarafından yapılan ve öğrencllerin matematik ve fen alanlarında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirilmesine yönelik bir sınav olan TlMSS ve Ekonomik lşbirliği ve Kalkınma Örgütü olan OECD tarafından yapılan PISA sınavları çocukların kazandıkları bilgi ve becerilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

Benzer şekilde Türkiye’de liselere ve üniversitelere giriş sınavları ve akademisyen yetiştirmede baraj olarak kullanılan ALES sınavlarının tamamı çocukların akademik skorlarından çok onların analiz yeteneği, bilgiyi kullanma, akıl yürütme, problem çözme, değerlendirme ve karar verme çocuklarda Eleştirel Düşünme Becerisi Öğretmenler ve Ve|ilır İçin Temel Bızı Shıhjilor gibi eleştirel düşünme becerilerini oluşturan yeteneklerini ölçmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca bu beceri, sadece öğrenciler için değil, öğretmenlerin daha iyi birer eğitimci olmaları ve sınıf yönetimi için de gereklidir. Öğretmenlik mesleğinde sahip oldukları bilgiden ziyade bilgiyi nasıl ve nereden alacağını bilen, hangi bilgiyi alması ve seçmesi gerektiğini bilen ve o bilgiyi hangi noktada kullanacağını bilen öğretmenler daha başarılı olurlar.

Eleştirel Düşünme Neden Gereklidir?

Dünyanın hızlı değişimi ile birlikte bilme şek” ve bilginin şekli ve mahiyeti de değişmektedir. Bilginin elde ediliş ve kulanım şekli değişince yaşamınızda yer alan eski mevcut bilgilere yeniden bakmak gerektiği gibi yeni durumlara da farklı yaklaşımlar ve yöntemlerle yönelmek gerekmektedir. Değişen yeni yeni küresel gerçeklikler yaşamımınız her alanını yeniden şekillendiriyor veya dönüştürüyor. Yaşamın her alanında var olan bu hızlı dinamik yapı bizi eleştirel düşünme becerisine yönelmeye zorlamaktadır. Bakış açımızı ve bilgi edinme şeklimizi değiştirmeden bu hızlı değişime ve karmaşık yapıya uyum sağlayamayız. Eğer böyle bir beceri gelişimi olmaz ise insan zihni doğası gereği durağanlığı ve statik yapıya teslim olacaktır. Böylece birey ve toplum olarak bilgi ve teknoloji çağına uyum sağlamamız imkânsız olacaktır. Bu nedenle öğrencilerin, öğretmenlerin ve hatta velilerin eleştirel düşünme becerisini edinmesine mutlak anlamda ihtiyaç vardır. Yeni nesil bu duruma hazırlıklı şekilde eğitilmez ise hem zihinsel hem de endüstriyel olarak bu süreci hazırlıklı sürdüren toplulukların pazarı olurlar. Onların ürettiği endüstri ürünlerini kullanır ve onların ürettiği dünya görüşüyle inanıp yaşamaya mecbur kalırlar.

Eleştirel düşünme ekonomi, eğitim, araştırma, hukuk, mühendislik, tarım her ne olursa olsun uğraşılan alan ne ise o alanda rasyonel düşünmeyi, sistematik analiz ve problem çözme yetkinliği kazandıran bir beceridir. Kabul edileceği gibi çalıştığı alanda kariyer yapmak için eleştirel düşünce becerisinin yaşamsal önemi görünmektedir. Bu çerçeveden bakınca eleştirel düşünme becerisi daha makul, daha üretken ve daha adil bir dünyanın inşasına hizmet edecek bir zihinsel etkinliktir. Eleştirel düşünme becerisi insan zihninin kapasitesinin daha fazla ve daha işlevsel kullanımına yardım edecektir. İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel yapısı zihnidir. Bunun için zihnin tembellikten, önyargılardan ve yanlış kullanım dan korunması gerekir. Bu eğitimle insan zihninin daha eğitimli, daha etkin ve daha hakkı verilmiş bir şekilde kullanılır olduğu görülecektir.

İnsan zihninin yanlış ve ön yargılı kullanımı nedeniyle kişiler arası ve uluslararası birçok kriz çıkmaktadır. Birçok alanda üretim düşüklüğü, iletişim bozukluğu ve yaşam krizlerine sebep olan bu durum ancak eleştirel düşünme becerisi eğitimi ile aşılabilir. Kişiler ve topluluklar arası barış ve empati kültürünün yaygınlaşmasına da katkı sunacağından daha yaşanabilir bir dünya ve çevre için de gereklidir bu eğitim. Sadece huzurlu bir toplum değil aynı zamanda adil ve sosyal ve ekonomik katma değere ve üretime, yaratıcı, sorun çözücü ve karar almaya katkı sunacak eleştirel düşünme eğitimi artık bir lüks değil, zorunluluktur.

Eleştirel düşünme eğitimi becerisinin kazanılmasıyla birlikte yaşama kalite sunacak bazı kazanımlar elde ederiz. Bunlardan bir kaçını şöyle sıralayabiliriz:

  • Özgüven
  • Yaratıcı ve Yenilikçi Yaklaşım
  • Bilgi Yönetimi
  • Demokratik tutum Geliştirme

Eleştirel Düşünme Eğitimi Mümkün mü?

Eğitim Sisteminde Neler Yapılabilir?

Eleştirel düşünme yaşamın her alanında kullanılabilen bir yöntemdir. İşiniz ne olursa olsun eleştirel düşünme beceriniz geliştiyse bunun çok sayıda faydasını görürsünüz. Üstelik sadece iş yaşamında değil, özel yaşamınızda, siyasal ve dini düşüncelerinizde kendiniz olma kendi düşüncelerinizi kendi zihinsel birikiminizi kullanarak anlamlandırma ve anlamlarını kendiniz yeniden keşfetme becerisine sahipsiniz demektir. Eğer eleştirel düşünce beceriniz geliştiyse yaptığınız işte ve kurduğunuz ilişkilerde ve iletişimlerde daha mantıklı ve uzun vadeli projeksiyonlarla düşündüğünüzü ve daha sağlıklı bir bakış açısına sahip olduğunuzu göreceksiniz.

Ebeveyn Olarak Neler Yapabiliriz?

Neden ebeveyn için strateji? Eleştirel düşünce yetkinliği kazanmanın en elverişli yaşı 5-8 yaş arasıdır. Bu yaşlarda çocukların en yakınında duran ve çocukların en çok güvendiği kişi ebeveyni ve öğretmenidir. Ebeveynin günlük hayat içinde eleştirel düşünce kazanımı edindirmesi daha kolaydı Birebir ilişki ve iletişim bu imkânı daha da kolaylaştırır. Öğretmen için bu biraz daha zordur. Çünkü sınıflar kalabalık, tek tip eğitim şekli bütün sınıfa uygulanamaz. Birebir eğitim ve ilgi gerektiren eleştirel düşünce için en elverişli kişiler erken yaştaki çocuklar için ebeveyndir. Bunun için ebeveynin çocuklar için ”Eleştirel Düşünme Eğitimi” gereklidir diye düşünüyoruz.

  • Eleştirel Düşünme becerisi Kazandırmada Birkaç Strateji Örneği
  • Neden ?” ve ”Nasıl?” Sorularını Sorun
  • Okul Bilgilerim“ Günlük Hayata Uygulamasını Sağlayın
  • Çocukların Hipotez Geliştirmesine Yardım Edin:
  • Bilgiyi Netleştirm esine Yardım Edin:
  • Soru Sorun
  • ”Bu iIşe Yarar Mı?” Diye Sorun
  • Soru Sorduktan Sonra Bekleyin
  • Tarafın: Seçmelerini ve Bunun Gerekçelendirmelerini İsteyin
  • Alternatif Çözüm veya Yanıt Geliştirmeye Cesaretlendirin

Eleştirel Düşünme Eğitiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Günlük hayatta birçok karar verme sürecini zihnimiz otomatik şekilde yapar. Fazla düşünmeden hızlıca kararlar verir ve geçeriz. Bu tür hızlı karar verme şeklinin büyük çoğunluğu alışkanlıklarımızın eseridir. Alışkanlıklarımız zihnimizin giderek tembelleşmesine yol açar. Birbirine benzer durumlarla karşılaştığımızda aynı olmasa da aynı yargıyı çekinmeden zihnimiz kendiliğinden verir. Bu bir tür zihin tembelliğidir. Zihin tembelliği ile birlikte zihin sistematik bir şekilde ön yargılar geliştirir. Yanlış anlaşılmaların büyük çoğunluğu bu zihinsel tembelliğin getirdiği ön yargı sistemine bağlıdır. Bu ön yargıyı aşmanın birinci kuralı zihnimizin potansiyelini işlevsel hale getirmektir. Alışılmış kalıplar yerine durup beklemeyi ve mevcut duruma veya konuya yeniden bakmayı öğrenmelidir.

Eleştirel düşünmede ikinci kural ise sözlü ve yazılı düşüncelerini netleştirmektir.

  • 1. Olayı ve durumu net tanımlanmak. Tam olarak nedir?
  • 2. Başka kelimelerle tanımlamaya çalışmak.
  • 3. Önümüzdeki şeye veya bilgiye dair farkı ortaya çıkarmak. Bir şeyi veya bilgiyi ötekinden ayıran farkı tanımlamak bir şeyin ne olduğunu değil aynı zamanda ne olmadığını da ortaya koymuş oluruz.

Çocuklara stratejileri ve yöntemleri uygularken dikkat edilmesi gereken kurallar:

  • Konuya veya olaya öncelikle nesnel ve tarafsız bir şekilde yaklaşmalarını sağlayınız.
  • Aynı konu veya olay hakkında farklı yaklaşımlar veya düşünceler var mı onu hatırlamalarını veya düşünmelerini sağlayın.
  • Bir olayın veya düşüncenin hangi argümanlara dayandığını ve bu argümanların güçlü ve zayıf yönlerini görmesi için sorularla yol gösterin.
  • Önündeki konu veya olay hakkında destekleyici veya karşı koyucu argümanlar geliştirmelerini sağlayınız
  • Unutmayalım ki insan zihni tembelliğe daha yatkın olduğu için eleştirel düşünme— ye değil dogmatik düşünmeye meyilliyiz.

Çocuklara şu soruları sormasını alışkanlık haline getirmelerini telkin etmeliyiz:

  • Kim söyledi?
  • Neden söyledi? . Tam olarak ne dedi?
  • Bu, birinin fikri mi yoksa bir realite midir?
  • Bu fikir her zaman ve herkes için doğru kabul edilebilir mi?
  • Niçin söyledi? (Bir olaya özgü mü yoksa genel bir iddia mı?
  • Nasıl söyledi? (Duygu durumu iddiayı haklı veya haksız yapabilir.)
  • Nerede söyledi? (Özel bir ortamda mı yoksa herkese açık mı söyledi?)

Kaynak: Eğitime Bakış Dergisi