Otoditaktizm - Leonardo-da-vinci

Gezegenimiz de bilgi çağının da ötesinde zamanlarda yaşıyoruz artık. Sonsuz bilginin var olduğuna, her an her yeni gün gezegende, evrende var olan bilgilerin katlanarak artmaya devam ettiğini yaşayarak öğreniyoruz.

Kitaplar, internet sayfaları, eğitimler ve daha birçok alan bilgi havuzlarını günden güne arttırmaktadır. Pe ki insanoğlu tüm bu bilgilere hep bir öğretmen ya da öğretici, yönlendirici aracılığı ile mi ulaşmaya çalışacak.

Çağın, zamanın gerektirdiği bilgi ve beceriler hızla değişmektedir. Dün beden gücü ile çalışacak bireyler gerekli iken, bugün belki de robot tasarlayıp, kodlamalar yapıp her şeyin daha mükemmele ulaşmasını sağlayacak bilgiler, beyinler gerekmektedir.

Diyerek kısa bir giriş yaptıktan sonra artık konu başlığımıza yani Otodidakt - Otoditaktizm nedir? Temel özellikleri nelerdir? Sorularına cevap hatta cevaplar bulmaya geldi.

Birer cümle ile Otodidakt - Otoditaktizm nedir? Sorusuna cevap verip, detaylı açıklamalar ile yazımıza devam edeceğiz.

Otodidakt kavramı, kısaca kendi kendinin öğretmeni anlamını içermekte iken, Otoditaktizm ise kendi kendine öğrenme olarak ifade edilebilmektedir.

Kelimenin köklerine inecek olursak; auto yani kendi, didaktikos yani öğretim anlamına gelmektedir.

Herhangi bir eğitim modeli ya da eğitici gerekmeksizin kendi kendine yapılan düşünme, araştırma ve çalışmalarla öğrenme modelidir. Derinlemesine düşünme, bilgilere ulaşmaya çalışma (kütüphane, deneyi internet), araştırma yapma gibi yöntemlerle bilgiyi öğrenme yolunu tercih etmektedirler.

Genel olarak, her noktadan, her kaynaktan bilgi edinmeye, anlamaya, bilgileri yorumlamaya çalışmaktadırlar.

Bilinen den daha çok, bilinmeyenleri, daha ne yapılabilir, daha ne olabilir sorularının peşinden yeni bilgilere koşuyorlar.

Yoğun öğrenme tutkusu, yeni bilgi öğrenme coşkusuna sahip olmaktadırlar.

Otodidaktizm ifadesi kaynaklarda ilk olarak 1160’lı yıllarda Endülüslü Filozof Abu Baker Ibn Tufayl’in felsefi içerikli romanı Hayy’da yer almaktadır. Söz konusu kitapta Marakeş´li bir çocuğun kendi başına çeşitli aletler geliştirmesi ve doğa ile mücadelesi anlatılmaktadır. Kitabın ana mesajı ise “insanı geliştiren toplum ya da onun sözleşmeleri değil, yine insanın ta kendisidir” şeklindedir.

Herkes otodidakt olabilmektedir. Örneğin 7 yaşındaki bir kız çocuğu, kitap ya da dergi sayfalarını karıştırıp okuyarak anlamaya çalışmakta ise otodidaktik bir davranış gösterdiği ya da otodidakt bir eğilime sahip olduğunu ifade edebilmektedir.

Leonardo da Vinci’nin tarihte ki en mühim otodidaklardan birisi olduğu bilinmektedir.

Günümüz koşulları neredeyse hepimizi birer otodidakt olma yoluna itmektedir. Çünkü; Çağımızın gelişen teknolojisi, birbirinden farklı iş, hayat tarzı, yaşam biçimi veya alışkanlıklara kazanımızı zorunluluk haline getirebilmektedir. Her yeni gün değişen ve öğrenilmesi gereken bilgilerin yoğunluğu hızla artmaktadır. Çocuklarımızın henüz okul hayatları dahi başlamadan bir çok bilgi ve gereksinim hayatlarına dahil olmaktadır. Halihazırda kullanılan eğitim sistemimizin yöntemlerinin yeterliliği ile geçerliliği zamanla bitmektedir.