Sıkça duyduğumuz; Türkiye tüm tohumunu İsrail’den alıyor! Türkiye tohumculukta İsrail’e muhtaç! gibi cümlelerin ne kadarı doğru?
Toplumumuzun “İsrail hassasiyetini” tohumculuk sektörü üzerinden yoğunlaştırmak biliyoruz ki bu konuda yapılan haberlerin ve yorumların okunma ve izlenme oranlarını arttırıyor. Ancak yalnızca bu amaç için doğru olmayan bilgilerle stratejik ve her yıl büyüyen bir sektörün çok yanlış tanıtılması sadece tohumculuk endüstrisini değil tüm tüketicileri, gıda sektörünü ve sonuçta Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemiyor mu?
Tohumculukta “Yerli ve millî” duyarlılığının pekiştirilmesi için yaratılan bu algı, ihracatın ithalatı karşılama oranını kısa sürede tohumlukta %74’e, fide, fidan ve süs bitkileri dahil edildiğinde %90’a çıkan bir sektöre haksızlık değil mi?
Türkiye tohumculuk sektörü 2017 yılı toplamında 136 milyon dolarlık ihracat, 185 milyon dolarlık ithalat yapmıştır. Her yıl Türkiye topraklarına ekilen tohumların piyasa değeri yaklaşık olarak 1 milyar dolar civarındadır. Tohum ithalat ve ihracatındaki 49 milyon dolarlık fark, toplam 1 milyar dolarlık iç piyasa hacmimize göre oldukça küçüktür.
İsrail Tohumu ve Türkiye Ekonomisine Etkisi
Öncelikle Türkiye’nin neredeyse tüm tohum ihtiyacını İsrail’den karşılamakta olduğu kanısı temelden yanlıştır. 2017 yılında İsrail’den yapılan ithalat, toplam ithalatın sadece %7’sidir. Bununda 3’te 2’si domates tohumudur. Ancak oluşturulmaya çalışılan algıya bakarsanız, sanki Türkiye bu ülkeden aldığı tohumlarla üretim yapmaktadır. Oysaki ülkemizin tohum ihracatı yaptığı 80 ülkenin içinde İsrail de vardır Bu ihracat içinde domates ve salatalık tohumluğu ağırlıktadır. Ayrıca ülkemiz 2018 yılı Ocak - Kasım döneminde İsrail’e 48 bin ton ürün karşılığı yaklaşık 29 milyon dolarlık yaş sebze - meyve ihracatı gerçekleştirmiştir. Türkiye aynı dönemde tüm dünyaya 2 milyar doları aşan değerde yaş sebze ve meyve ihraç etmiştir.
Yaş meyve sebzeyi ham madde olarak kullanan gıda sektörünün ihracatını saymıyoruz bile. Ayrıca son yıllarda büyük tohum üreten şirketler sıklıkla el değiştirmektedir. Bir ülkenin şirketini, başka bir ülkenin şirketi satın alabilmektedir. Ayrıca aynı çeşidin tohumluğunun ıslah çalışmalarını yapan dolayısıyla haklarına sahip olan firmanın ülkesiyle, üretimini gerçekleştiren ve ihraç eden firmanın ülkesi farklı olabilmektedir.
Bu gerçekleri ve özellikle sürekli artan ihracatımızı düşündüğümüzde başta İsrail olmak üzere diğer ülkelerden ithal ettiğimiz güya sağlıksız tohumlardan üretilen ürünleri yine aynı ülkeler kendi vatandaşlarına afiyetle yedirmiştir mi diyeceğiz?
Kaynak: TÜRKTOB